Mükemmel Anne
Mükemmel Anne
Kadının değerinin annelik üzerinden ölçüldüğü toplumlarda, değer görmek ya da kendini önemli hissetmek isteyen kadın tek yol olarak “mükemmek anne” olmak için çabalıyor. Önce kendine bir eş seçiyor,(duruma göre bu sadece çocuğuna seçtiği baba da olabilir) daha sonra evlilik gerçekleşiyor en sonunda ise sıra evlat sahibi olmaya geliyor. Dünyaya getirdiği bebek yaşamını devam ettirmek için pek çok açıdan kendisine muhtaç, dolayısıyla bu ihtiyacın eksiksiz olarak karşılanması gerekir ve anne bunun için var gücüyle çabalıyor. Buraya kadar her şey yolunda gözüküyor.
Aradaki bağın güçlü olması hem anne hem çocuk için elbette hayati rol oynuyor ama güçlü bir bağ ve güçlü bir bağımlılık arasındaki sınır her seferinde pek görünür olmayabiliyor. Anne çocuk ilişkisi zamanla annenin çocuğa bağımlılığına dönüşüyor ve bu, sonuç olarak çocuğun da annenin kurduğu dünyada sıkışıp kalmasına neden oluyor. Anne olduktan sonra kadın olmak, eş olmak ve diğerleri geri planda kalıyor ve anne “mükemmel anne” olmak için sadece anne olmayı tercih ediyor. O ve çocuğundan oluşan küçük ve kendi kontrolündeki dünyada her şeyin kendi hayalleri, düşünceleri ve arzuları doğrultusunda gerçekleşmesini istiyor. Çocuğun büyüdükçe kendi ayakları üzerinde durma çabaları ve artık anneye eskisi gibi ihtiyaç duymama ihtimali onu korkutuyor.
Hayatını yalnızca annelik üzerinden yaşayan kadın, bunu da olabildiğince eksiksiz ve kendince kusursuz yapmak istiyor. Fakat ne kadar mükemmel olmak için çabalarsa ve tek gayesi bu olursa, o kadar kendine ve çocuğuna zarar veriyor. Sırf kendi kural ve gerçekleriyle davranmadığı için çocuğunu babalarından korumaya çalışan anneler olduğunu sıkça görüyoruz.
Çocuk büyüdükçe ve kendini fark ettikçe annede oluşan şikayetlerin ve yakınmaların temelinde tam olarak bu durum yatar. Özellikle anneler, mükemmeliyetçiliğin oluşturduğu kaygı ve kontrolcülüğün getirmiş olduğu hazzın zamanla takıntılı bir bağımlılığa dönüştüğü gerçeğinin farkında olmalıdır. Farkında olsa da bu davranışlarından vazgeçmeyen annelerin gittikçe güçlenen bu duygunun hayatlarına yerleştikçe geri dönüşü zor olan zararlar vereceğini bilmesi gerekir. Anneliğini bu denli kutsayan bir anne için hata yaptığı ihtimalini kabullenmek, hatta düşünmek bile oldukça zordur. Her şeyi evladının iyiliği için yaptığı bir gerçektir, oysa çocuğun kendi iyiliğini düşünme ve benliğinin bağımsızlaşma ihtiyacı, gelişimi için en önemli faktördür.
Çocuğunda bir şeylerin yolunda gitmediğini düşünün annelerin, öncelikle biraz durup kendi tutum ve yaklaşımlarını gözden geçirmeleri gerekir. Bu konuda uzmanlardan alınacak olan destekle anneler, çok geç olmadan hem kendilerinin hem de çocuklarının gelecek yarınlarını ruhsal olarak güvence altına almış olurlar.
ZİRVEAKADEMİ
Yoruma Kapalı